Ayvalık Hakkında

Ayvalık Hakkında

Türkiye’nin Balıkesir ilinin bir ilçesidir. Balıkesir’in en batısında, Ege Denizi kıyısında bulunan ilçe, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Tarihte çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Ayvalık, 2017’den beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır.
Antikçağ’da, Ayvalık Adaları’na Hekatonisa ismi veriliyordu. Bu isim, adaların en büyüğü Nesos (Moshonisi, Cunda veya Alibey Adası) aynı isimle söylenen Nesos ya da Nasos antik kentinin baş tanrısı olan Hekatos olarak da anılan Apollon’dan gelmekteydi. Bu dört antik kentten Chalkis ve Pordoselene yok olmuşlar; ancak Kydonia ve Nesos, sırasıyla Ayvalık ve Cunda (Alibey) olarak günümüze ulaşmışlardır.

İlkçağda Misya, Hititler, Frigler, Lidya, ortaçağda Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu, 14. yüzyıldan itibaren de Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 19. ve 20. yüzyılın başlarında en parlak dönemini geçiren kentte yaşayan Rum ahalinin, 1821 yılında Yunan ayaklanmasına katılması sonucu ilçenin büyük bir kısmı boşaltılmış, daha sonra dönmelerine izin verilmekle beraber kent eski canlılığına kavuşamamıştır. Bugün eski dönemlerden fazlaca kalıntıya rastlanmamasına rağmen, yer yer Antik Yunanistan ve Antik Roma çağlarına ait çanak ve çömlek parçacıkları görülmektedir. Ayvalık’ta birçok tarihi yapının yanı sıra Rumlardan kalma ev ve kiliseler bulunmaktadır.

Kent dokusu Osmanlı döneminde formunu kazanmıştır. Bugünkü Ayvalık’ın kurulması 1430-1440 yıllarına rastlar. Ayvalık o zamanlar limana hakim bir tepe üzerinde kurulu idi. Doğu Roma İmparatorluğu’nu sıkıştıran Osmanlı İmparatorluğu, Alibey Adası’nda bir deniz üssü kurmuştur. Daha sonraları şehre Rumlar yerleşmeye başlamış ve kısa sürede Türk nüfusu aşmışlardır. Osmanlı kaynaklarında Ayvalık adına ilk kez 1772 yılında yayınlanan bir fermanla rastlanır. Bu fermanın, 1770’te Çeşme önlerinde Rus donanmasıyla yapılan bir savaştan dönerken Ayvalık’a uğrayan, daha sonra sadrazam olan Cezayirli Hasan Paşa tarafından çıkarttıldığı düşünülmektedir.Bölge, 1789’dan itibaren gayrimüslimlerin yaşadığı bir özerk bölge olmuştur.Bu özerklik 1821’deki Yunan ayaklanmasına dek sürmüş, bu ayaklanma sonucunda Ayvalık boşaltılarak 1840’ta Karesi Sancağı’na bağlı bir ilçe yapılmıştır. Daha sonra Rumların dönmesine izin verilmesine rağmen, ilçe eski canlılığına kavuşamamıştır.Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin Anadolu’da incelemeler yapmak için gönderdiği Vital Guinet tarafından yayımlanan 1891 tarihli istatistiğe göre 21.666 olan kent nüfusunun 21.486’sı Rum, 180’i Türk’tür.

İlçe I. Dünya Savaşı sonrası İzmir’in işgali ile birlikte 29 Mayıs 1919’da Yunan egemenliğine girmiştir. İşgal sonrası Anadolu’da ilk direniş 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Çetinkaya tarafından başlatılmıştır.24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nda belirtilen Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi gereğince, Girit, Makedonya ve Midilli Türkleri ilçeye yerleştirilmiştir.Burhaniye’ye bağlı varlık gösteren Ayvalık, 19 Mayıs 1928 tarihinde ilçe olmuştur. İlçede Girit göçmenleri çoğunluğu oluşturmaktadır. Bunların yanında yerli yörükler, Bosna muhacirleri ve Arnavutlar da bulunmaktadır.

Ayvalık, Türkiye’nin Balıkesir ilinin Ege Bölgesi’nde kalan bir ilçesi olup Midilli’nin tam karşısında kurulmuştur. Çam ormanları ve Zeytin bakımından zengin olan ilçe Ege Denizi kıyısında olup Ayvalık Adaları adı verilen takımadalara sahiptir. Ayvalık’ın kuzeydoğusunda Gömeç, güneyinde İzmir ili’ne bağlı Dikili ve Bergama ilçeleri, batısında ise Ege Denizi bulunur.

Ayvalık’ın karşısında ise ondan Midilli Boğazı ile ayırılan, Yunanistan Cumhuriyeti’nin, Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesinin Midilli iline bağlı olan ve hem Midilli ilinin hem de Kuzey Ege Adaları coğrafi bölgesinin yönetim merkezi olan Midilli şehri çıplak gözle görülebilecek yakınlıkta yer almaktadır.
Ayvalık, bir adalar topluluğudur. Kaşık, Poyraz, Kamış, Büyükkuru Ada ve Güvercin Ada bunlardan bazılarıdır.
Ayvalık ilçesinde dağlar denize dik uzandığından kıyılar girintili çıkıntılıdır. Bu kıyılar boyunca burunlar ve koylar meydana gelmiştir.İlçenin Ege Denizi’ne olan kıyıları 34 km’dir.
İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürer.Ege Bölgesi’nde yer alması nedeniyle kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Devamlı hafif rüzgarlı günler mevcuttur. Yaz sıcaklığı ortalama 24-34 °C’dir. Kışlar ise ılıktır. Özellikle yazları tüm çevre kavurucu sıcaklıkta iken Ayvalık’ta batıdan esen ve genellikle öğleleri başlayan imbat ilçeyi serinletir. Bazı yazlar da “meltem” rüzgarları eser.Kazdağı yönünden gelen esintinin haftalarca sürdüğü de olur.

Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası’na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır.Bu köprülerden biri aynı zamanda Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşır. Alibey Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında millî park ilan edilmiş ve yerleşim yasaklanmıştır.Adalar içinde tarihi ve turistik öneme sahip olan bir diğeri de Tımarhane Adası’dır. Bu adaya Türkler eski zamanlarda Taşlı Manastır olarak da adlandırmışlardır.Bu ada özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ayvalık’ta yaşayan Rumların içkiyi fazla kaçırması üzerine sert esen rüzgarı ile akıllarını başlarına toplamaları için gönderildikleri bir mekân olduğundan bu ismi almıştır.

Bölgede ilk nüfus sayımı 1891’de Vital Guinet yönetiminde yapılmış, 21,666 olan kent nüfusunun 21.486’sının Rum, 180’inin Türk olduğu belirtilmiştir.

İlçe nüfusu 2020 sayımlarına göre 71.725 kişidir. Yazları gelen turistlerle nüfus oldukça artar. Ayvalık Türkiye’nin en kalabalık 207. yerleşim birimidir.

Eskiden Rumlara ev sahipliği yapan Ayvalık, sokaklarında dört binden fazla tarihi ev bulunduruyor. Turistlerin gezmeyi en çok sevdiği yerlerden biri olan bu sokaklar, nostaljik havasıyla insanlara tarihini sunuyor.

Küçükköy         ; Diğer adıyla Yeniçarhion Ayvalık yakınlarında kurulmuş tarihi Fatih Sultan Mehmet’in padişahlık dönemine dayanan bir köydür. Adını Fatih Sultan Mehmet’in yeniçerileri bölgeye yerleştirmesi ile almıştır. Bölgeye 1900’lü yılların başlarında Adalılar, Serezliler ve Boşnaklar göç etmiştir.

 

Şeytan Sofrası; Gün doğumu ve gün batımını izlemek için mükemmel bir yer. Akşam olurken gökyüzünün aldığı renkleri seyretmek çoğu insana huzur verdiği için o saatlerde aşırı bir kalabalık söz konusu oluyor. O yüzden biraz daha erken gidip yer tutmakta fayda var.

 

Tepeye çıktığınızda sizi muhteşem bir manzara karşılayacak; sonsuza kadar uzanan bir deniz ve karşınızda irili ufaklı bir sürü ada… Bu tepe, eski bir lav birikintisinden oluşmuş ve yuvarlak bir görüntüsü olduğu için sofraya benzetilmiş. Buraya gelenlerin ziyaret etmeden geçemediği yer ise şeytanın ayak izi şeklindeki çukur. Bu çukur tepenin en ucunda bulunuyor ve demir parmaklıklarla çevrili.

 

Bu çukurun insanlar tarafından merak uyandıran mitolojik bir hikayesi var. Bu hikâyeye göre; Zeus’un İda adındaki süt annesi, şeytanın Zeus’a zarar vereceğini düşünür ve bundan korkarak şeytanı kovar. Bu şeytanın 3 ayaklı olduğuna inanılır. Kaçarken bıraktığı ayak izlerinden birinin Şeytan Sofrası’nda olduğuna inanılır. Diğerleri ise İda dağlarının eteğinde ve Midilli Adası’ndadır.

Ayvalık Camileri

Kiliseleri ve Manastırları ile Ayvalık camileri de turistik kentin karakterini ve silüetini oluşturan detaylardan. Bölgede Osmanlı ve Türkiye hakimiyeti ardından kiliselerin bazıları camiye dönüştürülmüş durumda. Kiliseden camiye dönüştürülen bu yapılarla beraber beldede tarihi Osmanlı camileri de bulunuyor.

Ayvalık ilçesinin merkezinde, İsmet Paşa Mahallesi’nde bulunan cami, başta Rumlar tarafından kilise olarak inşa edilmiş, 1928 yılından sonra cami olarak kullanılmaya başlanmış olan kilisenin içindeki ikonlar boya ile kapatılmış. 1944 senesinde yaşanan depremde ise çan kulesinin üst kısmı yıkılmış.

Sakarya Mahallesi’nde bulunan bu cami, Ayvalık’ın tarihsel değerini en iyi yansıtan tek özgün yapıt. II.Abdulhamit tarafından 19. yüzyılda Ayvalık’ta ikamet eden Müslümanlar için yaptırılmış. Kare plan ile kırmızı taştan inşa edilmiş caminin kubbesi tuğladandır

Ayvalık camileri arasında merkezde Hamdibey Mahallesi’nde yer alan cami 19. yy’ın ikinci yarısında Ayvalık’ta ikamet eden Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış. Kilise, Cumhuriyet’in kurulmasının ardından camiye dönüştürülmüş.